Turgut uyar Şiirleri

GuLce 

EMEKTAR UYE

GuLce 

EMEKTAR UYE
Katılım
28 Haz 2023
Mesajlar
1,853
Tepkime puanı
457
Puanları
83
Konum
Başkent
Turgut Uyar - Hızla Gelişecek Kalbimiz

Hızla gelişecek kalbimiz
Kalbimiz hızla.
Sürgünlerin umutsuzluğunda
Kırık kalpler, yaralılar, onulmazlar
Farksız çarpanların umutsuzluğunda
Ve köprü başlarının umutsuzluğunda
Ve köprü başlarının umudunda.
Sular bitse bile, çiçekler atılırken oralara
Temiz bir ilişkinin bulutsuzluğunda
Ve eski dağlarda, eski dağlarda kış
Kovalarken ülkesini
Hızla gelişecek kalbimiz.
Kendi öz hüznümüzün öz tarlasında
Bozkır dayanıklılığımızın tarlasında
Kalbimiz
Ellerimiz ayaklarımız arasında
Ve kimsenin bölemediği şarkıyı
Güllerin, buğdayların ve acının şarkısını
Bir haziran uygulayacak sesimize.
Sütçünün sesiyle birlikte
Erkenci işçilerin sesiyle birlikte
Şoförün sesiyle birlikte
Sabaha başlamış sarhoşların sesiyle birlikte
Yaman sarhoşların sesiyle birlikte
Ve yeni uyanışların ve yeni doğmuşların
Ve herkesin ve herkesin
Sesleriyle birlikte
Bir haziran uygulayacak
Kimse bölemeyecek ve kalbimiz
Hızla gelişecek.

Yıkıntılara karışan eski bir bahar
Büyük olmaya elverişli bir bahar
Eskiden yaşanılmış ve her şeye rağmen
İnsanlara göre bir bahar
Suların kana kestiği yahut
Suların kana kestiği bir bahar.
Hızla gelişecek kalbimiz
Bir mavilik kalıbında
Bir odada, en olagel bir odada
En sade, en insanca bir odada
Bir kadınla bir erkeğin olduğu bir odada
Bir kadın bir erkeğin
Bir kadınla bir erkek olduğu
Ellerin ve omuz başlarının
Birbirini bulduğu.
Birden gerçekliğini algılayarak
Saat çalınca ve görünce güneşi
Birden vazgeçilmezliğini algılayarak
Önemli ve gerekli buluşunu kendini
Birden hatırlayarak
Geleceğe hazırlayınca olanca göğüslerini
Ve her şeye ve ölüme kalbimiz
Hızla gelişecek
Çağımıza pek uygun bir hızla
Gelişecek kalbimiz

Kalbimiz
Yerin ve göğün alt edilmez bir dirilikte olduğu
Tutkumuz, direnmemiz, ellerimiz, kalbimiz.
Kalbimiz
Kalbimiz hızla gelişecek.
 

GuLce 

EMEKTAR UYE

GuLce 

EMEKTAR UYE
Katılım
28 Haz 2023
Mesajlar
1,853
Tepkime puanı
457
Puanları
83
Konum
Başkent
Turgut Uyar - Kan Uyku

Bir biz varız güzel öbürleri hep çirkin
Birde bu terli karanlık
Sonra bir şey daha var muhakkak ama adını bilmiyorum
Nereden başlasam sonunda o ışıkla karşılaşıyorum
Yarı çıplak utanmaz bir kadın resmini aydınlatıyor
Akşam oluyor ya bir türlü inanamıyorum
Oturmuş iri yapılı adamlar esrar çekiyorlar
Daha bir aydınlık olsun diye içtikleri su
Sarı toprakdan testileri güneşte pişiriyorlar

Bir korkuyorum yanlız kalmaktan bir korkuyorum

Gündüzleri delice çalışıyorum geceleri kadınlarla yatıyorum

Sonra birden büyümüş görüyorum ağaçları
Kısrakları birden yavrulamış
Havaları birden güneşli

Kadınlarla yattığım yetse ya
Birde kadınlarla yattığıma inanmam gerekiyor

Hoşlanmıyorum
 

GuLce 

EMEKTAR UYE

GuLce 

EMEKTAR UYE
Katılım
28 Haz 2023
Mesajlar
1,853
Tepkime puanı
457
Puanları
83
Konum
Başkent
Turgut Uyar - Sonnet

Çekemezsin bir yere sineden başka.
Biliyorum günler hep böyle geçecek.
Ne akşamleyin komşu, ne bir akraba,
Ne bir dost, oturup karşılıklı içecek..

Yalnızlık sade şurda burda değil,
Düşüncede, hatırada ve dilekte.
Hangi taşı kaldırsan, nerde 'of! ' çeksen,
Bir dudağı yerde, bir dudağı gökte..

Bilmem rengi nasıldır, boyu ne kadar.
Biçen her kimse yıllardır yanlış biçiyor.
Bir elbise ki, alabildiğine dar..

Nedir bir türlü sırrını anlamadık,
Kimdir bizimle böyle şaka ediyor,
Hangi cebini karıştırsan yalnızlık.​
 

GuLce 

EMEKTAR UYE

GuLce 

EMEKTAR UYE
Katılım
28 Haz 2023
Mesajlar
1,853
Tepkime puanı
457
Puanları
83
Konum
Başkent
Turgut Uyar - Sulardan Ürkü

Suların çoğaltığı seslerden ürküyorum
Yorgunluk veriyor ürkü¹
Alacakaranlık gibi anlamsız bir şey bir
Çoban kepeneği gibi ya da
Gelip çakılıyor aklıma
Sonra hiç bir şeye benzemiyor
Bir saat iki saat üç saat gibi şeyler oluyor
Ama
Hiç bir şeye benzemiyor
Tutturduğum türkü

Nedendir bilmem
Edip le söylediğimiz zaman
Oluyordu halbuki
 

GuLce 

EMEKTAR UYE

GuLce 

EMEKTAR UYE
Katılım
28 Haz 2023
Mesajlar
1,853
Tepkime puanı
457
Puanları
83
Konum
Başkent
Turgut Uyar - Susuzluğa

Sen beni hazırlama sakın sen de bana gel
Ölmüş ölü olmuş hüseyne hasana gel

Elleri koku dağıtırdı nasıl bir koku
Suya gel kana gel bir yeni hasana gel

O öldü çünkü bir gülü tutmuştu bilmeden
Sen istersen her gün gel her sene gel

Gel beyazlıkları elle türlü kokuları biç
Günler karardığında davran hep sana gel

Ne yap yap hazırla kendini anladın mı
Ne yap yap meselâ ısıtıp dökündüğün sularla bile bana gel

Hatırlanmış bir gül ben de hatırlarım kolaydır
Ölmüş mü ölmemiş mi hüseyne hasana gel

Hüseyin de öldü ölür hasan da öldü ölür
Ölen ve dirilen o bitmez insana gel
 

GuLce 

EMEKTAR UYE

GuLce 

EMEKTAR UYE
Katılım
28 Haz 2023
Mesajlar
1,853
Tepkime puanı
457
Puanları
83
Konum
Başkent
Terziler geldiler. Kırılmış büyük şeylere benzeyen şeylerle
Daha çok koyu renklere ve daha çok ilişkilere
Bir kenti korkutan ve utandıran şeylerle.
Kumaşlar bulundu ve uyuyan kediler okşandı. Sonra
Sonsuz çalgısı sevinçsizliğin.
Çay içmeye gidenler vardı akşamüstü, parklara gidenler de
Duruma uymak kısaltıyordu günlerini artamayan eksilmeyen bir hüzünle...
Yorgun ve solgundular, kumaşları buldular, kenti doldurdular
O çelenk onbin yıllıktı, taşıyıp getirdiler
Ölülerini gömmüşlerdi, kalabalıktılar, tozlarını silkmediler
Bütün caddeler boşaldı, herkes yol verdi,

'Tanrıtanır kadınlar ve cumhuriyetçiler
Piyangocular, çiçek satın alanlar,
Balıkçılar ağlarını, paraketelerini, ırıplarını, oltalarını
Zokalarını, çevirmelerini ve kepçelerini topladılar.
Sigaralarını yere atıp söndürdüler sigara içenler.
Bir şey vardı ısınmaz kalın kumaşların altında, kesip biçtiler
Patron çıkardılar, karşılaştırdılar,
Katlanılmaz bir uykunun sonunu kesip biçtiler
Şarkılara başladılar ölmüş bir at için
Makaslarını bırakmadılar
Bekleniyorlardı.

'Ey artık ölmüş olan at! -dediler-
Ne güzeldi senin çılgınlığın, ne ulaşılırdı!
Sen açardın,
Otuzüçbin at türünün tek kaynağıydın sen!
Tüylerin karaparlaktı. Koşumların,
-Kokulu yağlarla ovulup parlatılan-
Nasıl yakışırdı sağrılarına ve göke.

Göke bir ululuk katardı sonsuz biçimin, at!
Toynaklarını liflerle ovardık
Senin karaya boyanırdı koşuşun
Uyandırırdı bütün karaları ve denizleri.
Çılgın kişnemeni duyardık sonsuzun yanıbaşından
Ne güzel gözlerin vardı Kara at!
Binlerce kişi,
-Çocuklar, kadınlar, erkekler görkemli yahut
Darmadağın giysileriyle herkes
Körler ve cüzzamlılar,
Bütün kutsal kitaplar kalabalığı,
Ermişler, kargışlılar ve günahlılar
Gebe kadınlar, vâz edenler
Ve dondurmacılar ve at cambazları ve
Tecimenler ve kıralcılar ve gemicilerle
Tanrıtanımazlar ve tefeciler ve
Yalvaçlar...-
Ormanlardan ve kıyılardan ve kıraç yerlerden gelmiş
Senin mutlu ovanı doldurup
Haykırırlardı.
Büyük sesler içinde sen, geçerdin...
Terziler geldiler. Bu güneşler odaların dışındaydı artık.
Herkes titrek ve sabırsız, titrek ve sabırsız evlerinde
Gazeteler yazmadı, dükkânlar dönemindeydik
Yüzlerce odalarda yüzlerce terziler, pencerelerini kapadılar
Parmakları uzun, kurusolgun yüzleri sararmış, eskimiş durmaktan
Yitik saat köstekleri, titrek ve sabırsız yorgun bacakları
Her şeylerine yön veren durmuşluğa olur dediler
Beğenip gülümsediler.
 

GuLce 

EMEKTAR UYE

GuLce 

EMEKTAR UYE
Katılım
28 Haz 2023
Mesajlar
1,853
Tepkime puanı
457
Puanları
83
Konum
Başkent
Turgut Uyar - Yılgın

Bir sargın umut yakaladım onu kuşandım
Serin mavi bir gökyüzü buldum onu kuşandım
Denize doğru sokaklar gördüm onları da kuşandım
Üstlerine üstlük seni kuşandım
Tedirgindim namussuzdum deli deliydim
Uslandım.

Üç dilim kavun kestim birini ben yedim
Kavundan üç dilim kestim birini yedim.
Birini sana ayırdım kadın al birini sen ye
Sabah olsun sabah olsun ilk işim bu

Öbürünü götürüp civcivlere vereceğim.

Senin bir yönün var orada durur yaşarım
Bir de acun var ben içindeyim
Ben içindeyim tüm itlikler sahanda yumurtalar onun içinde

Orospular içinde Hurşit Bey içinde sen içindesin
Üç dilim kavun kestim birini sen ye
Kabuğunu at Hurşit Bey'i at itlikleri at

Durup durup sana sesleniyorum.
 

Konuyu görüntüleyenler

Ana Sayfa Register Log In
Üst