Neler yeni

Mezhep imamları kimlerdir?

Maximum 

EMEKTAR UYE
Mesajlar
326
Puanları
43
Tepkime puanı
168
Konum
Belalim.Net

Mezhep İmamları​

1690809662496

Mezhep imamları kimlerdir? Dört büyük imam kimdir? Sırasıyla mezhep imamlarının hayatları ve görüşleri.​

Dört büyük imam ya da mezhep imamları ameli mezheplerin kurucuları olarak bilinen “İmam” sıfatıyla vazife yapan alimlerdir.

DÖRT BÜYÜK İMAM​

1. İmam Ebu Hanife (İmam-ı Azam)

2. İmam-ı Şafi

3. İmam Ahmet Bin Hanbel

4. İmam Mâlik bin Enes

İMAM NE DEMEK?


Sözlükte imâm “kendisine uyulan kimse” demektir. Toplumun başında bulunan ve toplumun fertlerini yönlendiren kişiler imam diye anılmıştır. İmamın sevk ve idare ettiği toplum ise ümmet kelimesiyle karşılanmıştır. Bu durumda imam “ümmetin idaresini üstlenen kişi”, imâmet “imamın üzerine aldığı görev” anlamına gelmektedir. Ayrıca cemaate namaz kıldıran kimseye önder ve yönetici niteliği sebebiyle imam, yaptığı göreve imâmet denmişse de karışıklığı önlemek amacıyla devlet başkanlığı için “büyük imamlık” (el-imâmetü’l-uzmâ, el-imâmetü’l-kübrâ) ifadesi tercih edilmiştir.

İMAM EBU HANİFE (İMAM-I AZAM) KİMDİR?​

İmam Ebû Hanîfe, 699 yılında Kûfe’de doğdu. Aslen Türk veya Fârisî olduğu yönünde görüşler vardır.

Hanefî mezhebi muhitinde “İmâm-ı Âzam” (büyük imam) lakabı ile anılır.

İslam dininin dört fıkıh mezhebinden birisi olan Hanefi mezhebinin kurucusu ve Sünni fıkhının en büyük üstâdı sayılan İslam fıkıh ve hadis bilginidir.

Dindar ve varlıklı bir aileden gelen İmam Ebû Hanîfe, önce Kûfe’de Kurân-ı Kerîm’i hıfzedip, sarf, nahiv, şiir ve edebiyat, cedel ve kelâm öğrendi. Kûfe, Basra ve Irak’ın ileri gelen üstatlarından hadis dinledi. Yirmi yaşının biraz üzerindeyken Irak’ın en ünlü fakihi ve Irak fıkhının üstadı Hammâd b. Ebû Süleyman, Cafer es-Sâdık, Muhammed el-Bâkır Hazretleri ve pek çok âlimden istifade etti.

İmam Ebû Hanîfe, Hammâd b. Ebû Süleyman’ın vefatı üzerine onun kürsüsüne geçti ve ders vermeye başladı. Takvâ sahibi, zeki, konulara hâkim ve bildiklerini tatlı dil, güleryüz ve özlü ifadelerle anlatan iyi bir üstat olduğu kısa zamanda duyuldu ve çok geçmeden ders halkası dönemin ileri gelen ilim erbabının katıldığı ve fıkhî meselelerin ve çözümlerinin derinlemesine tartışıldığı ileri düzey bir fıkıh akademisine dönüştü. Onun ders halkalarında yetişen talebelerin sayısının 4 bini aştığı ve bunlardan kırk kadarının ictihad derecesine vardığı nakledilir.

İmam-ı Azam 767 yılında Bağdat’ta vefat etti.

Ebû Hanîfe’nin ticarî hayatın ve günlük meselelerin içinde bulunması, insanların problem, temayül ve ihtiyaçlarını yakından tanıması da, ictihadlarının kabul görmesini sağladı ve uygulanma şansını artırdı.

İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe’nin talebeleri onun tedrîsatını devam ettirdiler ve ondan öğrendikleri usule uyarak kaynaklardan hüküm istinbatını sürdürdüler.

Hanefî mezhebi Irak’ta doğdu ve Abbâsîler devrinde talebelerinden Ebû Yûsuf’un “kadılkudât” (baş kadı) olması ile devletin başlıca fıkıh mezhebi haline geldi.

İMAM-I ŞAFİ KİMDİR?​

İmam Şafi 767 yılında Gazze şehrinde (Filistin) doğdu.

İslam hukuku bilgini, Şafi mezhebinin kurucusudur. İmam Mâlik’ten Medine fıkhını, İmam Muhammed’den Irak fıkhını öğrendi. Böylece Hicaz fıkhı ile Irak fıkhını birleştirdi.

İmam Şâfi, Bağdat’ta muhtemelen iki yıl kadar kaldıktan sonra Mekke’ye döndü ve Mekke’de dokuz sene ders verdi. Bu devir Şâfi’nin ilim hayatının en verimli devridir. Çünkü o, Mekke’ye ehl-i re’y fıkhı ile ehl-i hadîs fıkhını birleştirerek döndü, yaptığı seyahatlerde asrında yaşayan âlimlerin görüşlerine vâkıf oldu, onları inceledi, rivayet ettikleri hadislerin çoğunu topladı. Bağdat’a dönünce fıkıhta kendi usulünü ortaya koyarak olarak talebe yetiştirmeye başladı.

İmam Şâfi, 820 yılında Mısır’da vefat etti.

İmam Şâfi, vefat ettiği zaman arkasında zengin bir fıkıh hazinesi ve kalabalık bir talebe topluluğu bıraktı. Mekke, Bağdat ve Mısır’da yetiştirdiği seçkin talebeleri onun eserlerini okuttular, görüşlerini ve diğer fakihlerle olan ihtilâflarını naklettiler. İşte bu öğrencilerin gittikçe genişleyen ders halkaları neticesinde Şâfiî mezhebi ortaya çıkmış oldu.

İMAM AHMET BİN HANBEL KİMDİR?

İmam Ahmed bin Hanbel, 780 yılında Bağdat’ta doğdu.

İmam Hanbel, Hanbeli mezhebinin kurucusudur. İmam-ı Şafiî’nin öğrencisidir.

Genç yaştan itibaren Bağdat’ta hadis toplamaya başladı. Hadis âlimlerinden dinlediği bütün hadisleri kaleme aldı. Hadis araştırma ve tesbiti amacıyla İslâm ülkelerini diyar diyar dolaştı. İçeriğinde 30 bin hadisin olduğu “El-Müsned” hadis kitabını yazdı.

O İmam Şâfiî’nin fıkıhtaki bilgisine, hüküm çıkarma ve istinbat usul ve metoduna hayrandı. İmam Ahmed bin Hanbel Mekke’de, Bağdat’ta İmam Şâfiî’den bu metotları öğrendi ve benimsedi. Böylece hadisleri sadece rivayetle yetinmeyip, onların fıkhî mâna ve maksatlarını da araştırdı. Olgunluk yaşına geldiği zaman ders okutmaya ve fetva vermeye başladı.

İmam Hanbel, 855 yılında Bağdat’ta vefât etti.

Mezhebin ayırıcı vasfı olarak re’y ve kıyastan çok âyet, hadis ve sahâbe kavli gibi naklî delillere dayanması dikkat çeker. Mezhepte bir bakıma hadise dayalı fıkıh anlayışı hâkimdir. Sadece fiilen karşılaşılan problemlere çözüm üretilmiştir. Teknik anlamda tam bir fıkıh mezhebi değil, bir nevi hadis ekolü olarak da görüldüğü için, Hanbelîliği fıkıh mezhepleri arasında saymayanlar da vardır.

İMAM MALİK BİN ENES KİMDİR?​

İmam Mâlik b. Enes, 712 yılında Medine’de dünyaya geldi.

Mâlikî mezhebi, fıkıh ekollerinin kronolojik sıra itibariyle ikincisi olup, büyük hadis ve fıkıh bilgini Mâlik b. Enes’e nisbet edildiği için bu isimle anılmıştır.

İmam Mâlik Medine’de yetişti. Medine o dönemde, Peygamber’in hadisleri ve sahâbe ve tâbiûn fetvaları bakımından bir merkez idi. Mâlik b. Enes böylesine zengin bir ilim atmosferinde eğitim öğretim gördü. Tanınmış tâbiûn bilginlerinden hadis ve fıkıh dersleri aldı. Olgunluk çağına gelince, Medine’de Mescid-i Nebevî’de ders ve fetva vermeye başladı. Döneminde Medine fıkhının imamı olarak tanındı, etrafında geniş bir ilim halkası oluştu, öğrenciler yetiştirdi.

İmam Mâlik, 795 yılında vefat etti.

Mâlikî mezhebi iki yolla yayılmıştır. Bunlardan biri İmam Mâlik’in yazdığı eserler, ikincisi de onun talebelerinin tedvîn ve eğitim faaliyetidir.
 

Konuyu görüntüleyenler

  • Üst